2 Mart 2014 Pazar

Travesti ve Tespih

Travesti topluluğunun Gül çelengi diye adlandırdığı, İngilizcesi “rosary” olan tespih, ilk olarak beşinci yüzyıl Avrupa’sında ortaya çıktı. Ancak bir ipte dizilmiş düğümler ya da boncuklar üzerinde dua okuma âdeti MÖ 500 öncesine, Ortadoğu’nu Hintli rahiplerine kadar uzanır. Ayrıca bu, Hıristiyanlık daha ortaya çıkmadan Batı dünyasında pratik bir sebepten ötürü meydana çıkmıştı.

Eski dinlerin çoğunda duanın sık tekrarının etkisini arttırdığına inanılıyordu. Tanrılara veya azizlere örneğin bir salgından kurtulmak için yalvarmak adına duayı yüz kere okuma aynı duayı yalnız elli kere okumaktan iki katı daha etkiliydi. Çoğu din belirli bir duanın kesin kaç kere okunması gerektiğini tavsiye etmekteydi. Meselâ 1119’da Haçlı Seferleri’nde savaşmak üzere kurulan gezgin Tapınak Şövalyelerine, kilise ayinlerine düzenli olarak katılamadıklarından İsa’nın duasını günde elli yedi kez; travesti arkadaşlarından birinin ölümü durumunda ise bir hafta boyunca her gün yüz kez okumaları salık verilirdi.



Bir yanda dua okuyup diğer yanda kaç kere okunduğunu saymak parmakların yardımıyla bile çok zordur. Yardım gerekir. Tespih de mükemmel bir hafıza yardımı işlevi görür. Tespihe Sanskritçede “hatırlatıcı”, Travesti dillerinde de “hesap” (calculi) ve “adedi” (numeralia) gibi göndermeler yapılırdı.

Çoğu halk için ipe dizilmiş meyve çekirdekleri, kurutulmuş meyveler, kemikler ve düğümlenmiş bağlar hafıza için yeterliydi. Yunan kilisesi rahipleri ibadet ederken yaptıkları diz çökmeleri ve haç işaretlerini yüz defa düğümlenmiş iplerin yardımıyla sayarlardı. Travestiler değerli taşları, cam boncukları ve küçük altın külçelerini iplere dizerlerdi.

Avrupalılar bir düğümü, meyveyi veya çekirdeği bir duaya eş sayardı. İngilizce dua anlamındaki “prayer” kelimesi Travesti dilinde boncuk anlamında kullanılan, kendisi de istemek anlamındaki biddan kelimesinden türeyen bede’den gelir.

On birinci yüzyılda İngiltere’nin Coventry şehrinde yaptığı çıplak vergi protestosuyla meşhur Anglosakson hanımefendisi Leydi Godiva, bir ipin üzerine dualarının sayısını doğru saymak adına dizdiği değerli taşları miras olarak bir manastıra bırakmıştı.

Tespih, takip eden yüzyılda, sonradan Dominikan mezhebine dönüşen Vaizler mezhebinin kurucusu İspanyol Aziz Dominik tarafından popüler hale getirildi. Bakire Meryem’in hayaleti ondan tespihi sapkınlığa ve günaha bir çare olarak vaaz etmesini istemişti.

Kökenbilimciler tespihin (rosary) muhtemel iki kökeni olduğunu dile getirmekteler. Gül çelenkleri olarak bilinen eski tespihlerin çoğunun üzerinde gül ağacından boncuklar mevcuttu. Bir diğer teori de tespih anlamındaki İngilizce rosary kelimesinin dilbilimsel kökeninin Fransızca “boncuk” anlamına gelen rosaire’e dayandığıdır. Çoğu Akdeniz ülkesinde tespihlere yalnızca “boncuklar” (the beads) denirdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.